Direkt injection yakıt pistonun içine doğrudan aktarılır doğrudan püskürtülür ve bu şekilde motor çok daha yüksek basınç değerlerinde çalışır yüksek basınç değerleri ile birlikte de daha yüksek verimlilik ve daha yüksek güç değerleri ortaya çıkar direkt injectionun yanına bir de turbo koyarak içeriye daha fazla hava yollanır motora ve daha fazla yollanan havayla yine artan basınç ile birlikte verimlilik artmış olur. Bunu sağlamak için aslında Wolksvagen bir çok sistemini değiştirdi. Eski motorlarına göre örnek olarak çok daha hafif ve yeniden tasarlanmış pistonlar kullanıldı. Motor kapağı çok daha hafif hale getirildi. aynı zamanda kan milinin tamamen hafif olması için ve yeni pistonlara uyumlu olacak şekilde değiştirildi ve tahmin edebileceğiniz gibi yeni injectionlar tasarlandı bu motorda kullanıldı ve son olarak da motora daha fazla miktarda hava yollayabilir ve böylece daha yüksek verimliliğe çıkabilmek için yeni bir intercoler tasarımı yapıldı. bu motorlar için ve yeni intercoler kullanıldı. Dediğim gibi bu yeni bir teknoloji değil, şu an günümüzde baktığımızda çok standart geliyor bize ama zamanında Wolksvagen bunu bize ilk tanıttığı zaman ve ilk başta 1.2 motoru 1.4 motoru "ben bütün arabalarımda kullanacağım" dediği zaman bir nevi şok etkisi yaratmıştı. Bu ele ettiği tork ve beygir değerleri bu kadar küçük hacimler için o dönemlerde emisyon değerini bir anda düşürdü çünkü bildiğiniz gibi turbo tamamen atık gazlardan beslenir ve motorun verimliliğini oldukça arttır. Bu sebepten dolayı ve bütün bunları yapması ile Wolksvagen tam olarak istediği motoru elde etti diyelim, düşük devirlerde az yakıt tüketen yüksek devirlerde performans istediğiniz zaman yüksek tork ve yüksek beygir değerlerine dayanan bir motor üretmiş oldu böylece. peki her şeyin bir dez avantajı olduğunun farkındayız. Bu motorun dez avantajı ne diye baktığımızda ise tahmin edebileceğiniz gibi düşük devirlerde düşük kalan motor gücü diyebiliriz. bununda sebebi çok bariz küçük hacimli bir motor var elimizde ve düşük devirlerde turbonun çalışma prensibini biliyorsanız, turbo daha az basınç üretip içeri yollayabilecektir bu sebepten dolayı da elde edilen güç daha az olacaktır. Yüksek devirlere çıkıldığında ise yakıt tüketimi oldukça artmaktaydı zaten Atmosferik ve turbolu bir aracı karşılaştırırsak yüksek devir bandında turbolu bir aracın tüketiminin daha fazla olduğunu görebilirsiniz ama ortalama tüketime baktığımız zaman turbolu bir aracın tüketimi daha az olacaktır. çünkü verimlilik daha yüksektir ve bütün bunları yaparak Wolksvagen daha hafif daha küçük daha kompakt motorlar üretmeye başladı ve bu şekilde bütün firmalara bir nevi öncü oldu diyebiliriz daha sonra firmalar küçük hacimde yüksek güç elde eden motorlar ortaya çıkarmaya başladılar. Şu an bulunduğumuz konuma da bu şekilde gelmiş olduk Ford'un 1.0 eco bust 140 beygir veren motorundan tutun da dediğim gibi Wolksvagen'in ürettiği twincharger yani bir supercharger yani bir turbolu 1.4 litre 160 beygirlik arabasına kadar oldukça geniş bir yelpazede küçük motorlu güçlü arabalar üretildi ve bu TSI motoru sadece Wolksvagen için düşünmeyin Wolksvagen grup için konuşuyoruz yani bu motor Seat, Skoda, Wolksvagen, Audi. Hepsinde kullanıldı ve hepsinde ufak tefek değişimlerle bütün araçlarına neredeyse konuldu ve dünya çapında da çok büyük bir başarı elde etti. Bu şekilde de Wolksvagen bu yeni motor tasarımı ile yeni bir çağa adım attı.
9 Mart 2019 Cumartesi
New
TSI Motor Nedir? Nasıl çalışır?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder